Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanmasını talep etmek için yıllardır Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 1043’üncüsünü gerçekleştirdi. Eyleme insan hakları savunucuları da destek verdi. Ellerinde kayıplarının fotoğrafları ve karanfiller taşıyan aileler, 21 Mart 1995’te İstanbul’da gözaltına alındıktan sonra cenazesi kimsesizler mezarlığında bulunan Hasan Ocak’ın faillerini sordu.
Basın açıklamasını okuyan kayıp yakını İkbal Eren, son dönemde artan hukuksuzluklara dikkat çekerek, 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne düzenlenen operasyonu ve 21 Mart’ta İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu’nun görevine mahkeme kararıyla son verilmesini hatırlattı. Ayrıca, Türkiye’nin farklı illerinde düzenlenen ev baskınlarıyla çok sayıda öğrencinin gözaltına alındığını belirtti.
“Seçimler yoluyla göreve gelenlerin, seçim dışı yöntemlerle görevden alınmaları asla kabul edilemez. İktidarın, temel hak ve özgürlüklerimizi hedef alan hukuk dışı ve keyfi uygulamalarını kabul etmiyoruz. Ayrıştırıcı ve ötekileştirici bir siyaset anlayışını reddediyoruz”, dedi.
Hasan Ocak’ın 21 Mart 1995’te gözaltına alındığını ancak İstanbul Emniyeti’nin bunu inkar ettiğini hatırlatan Eren, aile ve insan hakları savunucularının o dönemde yoğun girişimlerde bulunduğunu belirtti. Ancak yetkililerin Ocak’ın gözaltında olmadığı yönünde açıklamalar yaptığını söyledi.
Buna karşın, o dönemde gözaltında bulunan iki kişi Hasan Ocak’ı şubede gördüğünü, iki kişi de emniyetteki parmak izi listesinde adını okuduğunu ifade etti. Ayrıca, Newroz nedeniyle gözaltına alınan bir tanık, polislerin arasında “Hasan Ocak getirildi” şeklinde konuşmalar geçtiğini duyduğunu aktardı.
Eren, Hasan Ocak’ın ağır işkenceler gördüğünü ve cenazesinin Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’nda bulunduğunu belirtti. Olay yeri tutanağında Hasan’ın üzerinde kimliğinin, kemerinin ve saatinin bulunmadığı, parmaklarında ise mürekkep lekeleri olduğunun kaydedildiğini aktardı.
Dönemin İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu’nun “Ocak’ı konuşturmak için gözaltına aldılar. Orada işkence gördü ve öldürüldü” açıklamasına rağmen, yetkililerin hiçbir işlem yapmadığını vurguladı.
Ailesinin tüm hukuk yollarını denemesine rağmen Hasan Ocak dosyasının sonuçsuz kaldığını belirten Eren, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 2004 yılında Türkiye’yi mahkum ettiğini hatırlattı. Ancak iç hukukta etkin bir soruşturma yürütülmediğini ve dosyanın Beykoz Adliyesi’nde zamanaşımına terk edildiğini söyledi.
“Hasan Ocak’ın gözaltında kaybedilişinin 30. yılında, yargı makamlarına bir kez daha sesleniyoruz: Zamanaşımını işletmeyin, insanlığa karşı işlenen suç kapsamında dosyayı ele alın, etkin bir soruşturma yürütün” dedi.
Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak da eylemde söz alarak, annesinin Galatasaray Meydanı’na gelmeyi çok istediğini ancak izin verilmediğini söyledi.
“Annemi engelliyorlar, o ise bize ‘Ben size burayı böyle emanet etmedim’ diyor. 30 yıldır buradayız, her hafta Galatasaray Meydanı’na geldiğimizde yaramıza karanfiller basarak geldik. Ama yaramız hiç kapanmadı, Hasan’ı unutmayacağız” ifadelerini kullandı.
Eylem, meydana bırakılan karanfillerle sona erdi.