Cumartesi Anneleri / İnsanları, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanmasını talep etmek amacıyla sürdürdükleri mücadelenin 1045’inci haftasında bir kez daha Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Eylemde, 1 Nisan 1996 tarihinde gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Talat Türkoğlu’nun akıbeti soruldu.
Cumartesi Anneleri / İnsanları, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanmasını talep etmek amacıyla sürdürdükleri mücadelenin 1045’inci haftasında bir kez daha Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Eylemde, 1 Nisan 1996 tarihinde gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Talat Türkoğlu’nun akıbeti soruldu.
Ellerinde karanfiller ve kayıplarının fotoğraflarıyla meydana çıkan kayıp yakınları, Talat Türkoğlu’nun dosyasının yeniden açılmasını ve etkin bir soruşturma yürütülmesini talep etti.
Gülseren Yoleri: “Gözaltında kaybetmelerde sorumluluk bugünkü iktidardadır”
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Eşbaşkanı Gülseren Yoleri, grup adına basın açıklaması yaparak, anayasal bir hak olan gösteri ve toplanma özgürlüğüne yönelik engellemelerin son bulması gerektiğini vurguladı.
Yoleri, 45 yaşındaki sosyalist kimlikli Talat Türkoğlu’nun 29 Mart 1996’da annesini ziyaret için Edirne’ye gittiğini, 1 Nisan’da İstanbul’daki evine dönmek üzere yola çıktıktan sonra kaybolduğunu hatırlattı. Ailenin, İHD’nin ve Uluslararası Af Örgütü’nün tüm girişimlerine rağmen resmi makamların Türkoğlu’nun gözaltına alındığını reddettiğini belirtti.
JİTEM itirafçısı: “İşkenceyle öldürüldü, Meriç Nehri’ne atıldı”
Yoleri, 1997 yılında JİTEM mensubu Kasım Açık’ın itiraflarına dikkat çekti. Kasım Açık’ın, Talat Türkoğlu’nun eşkâlini ve kişisel eşyalarını ayrıntılarıyla tarif ettiğini belirten Yoleri, Türkoğlu’nun polisler, askerler ve itirafçılardan oluşan bir ekip tarafından sorgulandığını, işkenceyle öldürüldüğünü ve Meriç Nehri’ne atıldığını itiraf ettiğini söyledi.
Bu beyanlar doğrultusunda yapılan başvuruya rağmen, savcılığın etkin bir soruşturma yürütmeden dosyayı kapattığını aktaran Yoleri, hukukun işlemediğine dikkat çekti.
“Devletin komplosuna uğradık”
Açıklamanın ardından konuşan Talat Türkoğlu’nun ablası Münübe Türkoğlu, adalet taleplerinin yıllardır yanıtsız kaldığını dile getirdi. Türkoğlu, “Biz devletin komplosuna uğratıldık. Ceset yok, mezar yok, cevap yok. Siyasi erk isterse failleri bulur ama istemiyor. Yargı harekete geçmiyor” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
AİHM Türkiye’yi mahkûm etti, savcılık dosyayı zaman aşımıyla kapattı
Talat Türkoğlu dosyası, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşındı. AİHM, Türkiye’nin etkin bir soruşturma yürütmediği ve yaşam hakkını koruma yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle Türkiye’yi mahkûm etti.
Buna rağmen Edirne Savcılığı, AİHM kararına rağmen dosyada zamanaşımı süresinin dolduğunu gerekçe göstererek “kovuşturma yapılmasına yer olmadığı”na karar verdi. Ailenin bu karara yaptığı itiraz da reddedildi. Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuru ise 2020 yılında süre aşımı gerekçesiyle kabul edilmedi.
“Vazgeçmeyeceğiz”
Eylemde, “Kaç yıl geçerse geçsin, Talat Türkoğlu ve diğer kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz” mesajı verildi. Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen sevdiklerinin akıbeti aydınlatılana, failler yargı önüne çıkarılana dek mücadelelerini sürdüreceklerini yineledi.
Kaynak: HABER MERKEZİ