Türkiye tarihinin kara lekelerinden biri, bugün bir kez daha yürekleri sızlatıyor. 6 Mayıs 1972’de, Ankara Ulucanlar Cezaevi’nde idam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, sadece dönemin baskıcı rejimine karşı başkaldıran genç devrimciler değil, aynı zamanda tüm ezilen halkların sesi olmayı başaran bir mücadele geleneğinin temsilcileriydi.
Henüz 25 yaşındayken idam sehpasına çıkan Deniz Gezmiş, arkasında yalnızca bir silahlı direniş bırakmadı; milyonlarca insanın kalbinde yankılanan bir adalet çığlığı, eşitlik düşü ve özgürlük özlemi bıraktı.
Denizler, Türkiye’de devletin baskısıyla susturulmaya çalışılan Kürt halkının hak mücadelesine de hiçbir zaman kayıtsız kalmadı. Onların “halkların kardeşliği” söylemi, sadece bir slogan değil, yaşadıkları, bedel ödedikleri bir inançtı. Kürt kimliğinin inkâr edildiği, Kürtçenin yasaklandığı yıllarda bile, Kürt halkının kültürel ve siyasal haklarının tanınmasını açıkça savundular. Bu yüzden hem devletin hedefi oldular hem de halkların gönlünde ölümsüzleştiler.
Deniz Gezmiş’in mahkeme salonlarında dile getirdiği “Bağımsız Türkiye” ideali, yalnızca emperyalizme karşı bir duruş değil, aynı zamanda iç barışı hedefleyen, halkların bir arada onurla yaşamasını savunan bir felsefeydi. Bu uğurda attıkları her adım, bugün hâlâ Kürt coğrafyasında yankı bulmakta.
Onların mezarlarına bırakılan karanfiller, sadece anmak için değil, bir halkın onurunu selamlamak içindir.
Deniz Gezmiş ve arkadaşları, sadece Türkiye sınırları içinde değil, Filistin’deki direniş kamplarında da emperyalizme karşı silah kuşandılar. Bugün Ortadoğu’da süren adalet mücadelesi, o genç bedenlerin hayalleriyle birleşince, tarih başka türlü yazılıyor. Kürdistan da bu hikâyenin önemli bir parçasıydı.
Aradan geçen 53 yıla rağmen, Denizlerin idamı halkların ortak vicdanında bir yara olarak duruyor. Her 6 Mayıs’ta, doğudan batıya, kuzeyden güneye, Türkiye halkları o üç fidanı anıyor, onların eşitlik ve özgürlük hayalini yeniden hatırlıyor.
“Yaşasın tam bağımsız Türkiye!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!” sloganları bugün hâlâ meydanlarda yankılanıyorsa, bu, Denizlerin hâlâ yaşadığına bir kanıttır.
Kaynak: EXPRESS HABER