Türkiye bir seçimi daha geride bıraktı. 14 Mayıs ‘da halk sandık başına gitti ve tercihini yaptı. Sonuçlara bakacak olursak şahsen ben bu tabloyu bekliyordum doğrusu. Maalesef muhalefetin halkı ikna edememesi ve bunun yanın da bir den çok hatalar zinciri de cabası oldu. İktidarın ise sürekli olarak aynı taktiği uygulayarak seçimi kazandı.
Seçim öncesi ve sonrası sürekli olarak insanlar ile konuşuyor ve farklı görüşten herkese sorular soruyordum. Aldığım cevaplar aslında hemen hemen birbirine benzer cevaplardı. İktidarı destekleyenler ‘Bundan iyisi yok’ muhalefeti destekleyenler ise ‘Bundan kötüsü yok’ diyor. Yalnız en çok eleştiriyi nedense muhalefet alıyordu. Aslında bu cevaplar klasik cevaplardı. Toplumun muhalefete güvenmemesi ve destek vermemesinin asıl sebepleri ve nedenleri başkaydı.
SEBEPLER VE NEDENLER
En başın da İYİ Parti lideri Meral Akşener’in masa dan ansızın kalkması ve geri dönmesi halkın büyük tepkisini çekti. Meral hanım daha seçim kazanılmadan ‘Ben başbakan olmak istiyorum.’ demesi Muhalefetin karizmasını halkın gözün de yerle bir etmekle kalmadı var olan güveni de maalesef yerle bir etti. Muhalefet kaybettiyse birinci dereceden sorumlusu İYİ Parti ve Meral Akşener’in tutarsızlığıdır.
Millet ittifakının içerisin de yer alan siyasi parti Genel Başkanlarının seçim sonrası Cumhurbaşkanı yardımcısı olması. Konuştuğum insanlarına çoğu ‘Adamın %1 oyu bile yok ama gelecek ülkeyi Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak yönetecek… Oldu canım başka!’ Bu da bana göre bir yanlış. Dereyi görmeden paçayı sıvamak bu olsa gerek.
CHP’nin geçmişi maalesef başına kara bir bela olarak kaldı. Bu konuda CHP halkı ikna edemedi ve pek edeceğe de görünmüyor. Ülke’ de herkesin bildiği üzere cemaatler ve tarikatların rolü maalesef oldukça fazladır. CHP seçim öncesi diline sakız gibi dolmayacaktı. Şu gerçeği unutmamak lazım istesek de istemesek de bu tarz yapılar halkın içinde siyasetçilerden çok etkin ve çok daha güçlü. İktidar bu ortamı yaratı diyeceksiniz, evet ama siz de bu ortamın içerisine girip kendinizi ifade etmek yerine maalesef taş atıp durdunuz.
CHP’nin dışın da kalan ittifak partilerine gelince birçoğu iktidar olmayı hayal ediyordu. Seçim sonuçlarına bakacak olursak eğer CHP’nin listelerinden giren partilerin birçoğunun neredeyse %1 oyunun bile olmaması beni en çok şaşırtan konu oldu. CHP’nin oyu zaten %25, %27 arası Milletvekilliği seçim sonuçlarına göre İYİ Parti dışın da kalan 4 Parti CHP listelerinden girdiler ve sonuca bakacak olursa CHP’nin en az %35 alması gerekiyordu maalesef bazı iller dışın da ittifakın içerisinde yer alan ce CHP listelerinden giren partilerin %1 dahi alamadığını görüyoruz. Ya da muhalefetin sürekli ‘çaldılar’ sözüne inanırsak iktidar çok güzel çalmış ve muhalefet de bunu bile bile çaldırmış demek.
Milletvekili aday listelerine değinmeyeceğim çünkü o konu da zaten tüm partilerin hataları en başından beri söyleniyordu. Keşke ittifak içerisin deki tüm partiler seçimlere kendi logo ve adıyla girmiş olsaydı bugün tablo çok da net ve çok daha farklı olurdu. Ama olmadı ve bu seçimin en karlı çıkanı ise bana göre Millet ittifakının içerisinde yer alan partilerin CHP listelerinden girmesi ve sonuç olarak ’da Türkiye büyük Milet Meclisin de az da olsa vekillerinin olması.
İKİNCİ TUR DA İŞ ÇOK ZOR!
Cumhurbaşkanlığı seçimlerin de ikinci tur da muhalefetin işi bir hayli zor olacağa benziyor. Sonuçlara bakacak olursak birinci tur’ da Kemal Kılıçdaroğlu Kürtler ’den aldığı hatırı sayılır oy ile bu sonucu elde etti. Maalesef Anadolu, Karadeniz, Akdeniz ve Ege’de istediği oyu tabanından alamadı. Bunun birçok nedenini yukarı ’da yazdık zaten.
İkinci tur’ da iş bayağı zor! CHP’nin ve Millet ittifakının seçim gecesi ve sonrası sessizliğinin ikinci tur için ciddi bir moral bozukluğuna sebep oldu. En çok gelen eleştirilerden birisi sayın Kılıçdaroğlu’nun sahneye çıkıp çok kısa bir konuşma yaparak ‘kazanıyoruz’ demesiydi. Keşke kendisi değil de diğer partilerin genel başkanları çıkıp bu açıklamaları yapsaydı. Büyükşehir Belediye başkanlarının ’da çıkıp sürekli olarak konuşması ve Anadolu Ajans’ı eleştirmesi de gereksiz bir konuydu. Çünkü Anadolu Ajans bunu her seçimde yapıyor ve bunu herkes biliyordu.
Millet ittifakının içerisinde yer alan siyasi partilerin uzun süre sessiz kalması, sonra her birinin de sosyal medya üzerinden çok kısa bir mesaj yayınlamaları halkın gözünde ‘kaybettik’ imajı verdi. Oysa onlar ’da Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi CHP’nin önünde çıkıp kendi kitlelerine birer konuşma yapsaydılar ikinci tur için büyük bir enerji olurdu. Maalesef bu enerji yakalanmadı.
PEKİ NE YAPMALI
Ben siyasetçi değilim ve naçizane kendimce birkaç öneri de bulunabilirim. Muhalefetin ikinci tur’ da kazanabilmesi için çok az da olsa birkaç ihtimal var.
Sandığa girmeyen seçmeni sandığa götürmek için kollar sıvanmalı, CHP’ye kırgın olan ancak CHP ile birçok konuda hemfikir olduğu halde oyunu Muharrem İnce ve Sinan Oğan’a veren ve azımsanmayacak bir kitle var.
Sandıklara sahip çıkılması konusunda teşkilatlara iyi bir enerji ve destek sunulmalı. Bu konuda sadece CHP değil Millet ittifakı içerisinde yer alan tüm siyasi partilerin teşkilatlanmaları görevlendirilmeli ve sıkı takip edilmeli.
İktidarın tabanına ve kendilerine oy vermeyen seçmene asla ama asla baskı yapılmamalı ve ötekileştirilmemeli.
Kemal Kılıçdaroğlu dışında kimse seçim gecesi konuşmamalı. Açıklama yapılacaksa dahi siyasi parti Genel başkanları veyahut sözcüleri açıklama yapmalı.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin verilen vaatler, politikalar yeniden gözden geçirilmeli.
Siyasi parti Genel başkanlarının Cumhurbaşkanı yardımcısı olmayacağına dair yeni bir söylem geliştirilmeli.
CHP’nin bu seçimden ciddi bir ders çıkardığı halka yansıtılmalı.
Bu seçimde CHP’ye oy vermeyen milliyetçi, ulusalcı taban ikna edilmeli.
En önemlisi de muhafazakâr seçmene karşı samimi, ciddi ve mantıklı bir dil ile gidilmeli.
İkinci tur ’da en büyük desteği tekrar Kürtler ’den alacağı için Kürtler konusun da hassas olunmalı. Aksi halde Kürtler ’de sandığa gitmeyebilir.
Evet bakalım ikinci tur ‘da sürprizler yaşanacak mı, muhalefet 20 yıllık iktidarı devirebilecek mi hep birlikte bekleyip göreceğiz.